Yaşam Çiçeği Nedir ? Ne anlama Gelir ? Nasıl Kullanılır ?
Yaşam Çiçeği, üst üste binen birden çok daireden oluşan geometrik bir desendir. Yaşam Çiçeği, dünyadaki birçok farklı kültür ve gelenekte bulunur ve genellikle manevi ve mistik fikirlerle ilişkilendirilir. Bazı insanlar, Yaşam Çiçeğinin özel güçlere veya enerjiye sahip olduğuna ve meditasyon veya şifa için bir araç olarak kullanılabileceğine inanır. Kutsal geometri ve yaşam çiçeğini Sümer, Mısır, Maya, Yunan ve birçok eski medeniyet bilmekteydi. Budha heykelinde, İtalya’nın Pompei şehrinde, Leonardo Da Vinci’nin çizimlerinde, Mısır, Asya, Afrika, Anadolu, Güney Amerika ve birçok bölgedeki kültürlerin tarihi eserlerinde ayrıca bütün semavi dinlerde görmekteyiz.
YAŞAM ÇİÇEĞİ SEMBOLÜ NEDİR ? NASIL OLUŞMUŞTUR ? NASIL KULLANILIR ?
Yaşam Çiçeği, üst üste binen birden çok daireden oluşan geometrik bir desendir. Uzay ve zamanın temel biçimlerini temsil eden kutsal geometrinin bir sembolü olduğuna inanılır. Yaşam Çiçeği 61 daireden oluşur. 13 daire hayatın meyvesini oluşturur. Bu 13 daire, birden çok anlamı ve nihayetinde her şeyi ifade eder.
Yaşam yumurtası, mayoz yoluyla orijinal 8 hücre ile aynı düzende oluşan ve genişledikçe kendini ikiye katlayan yaşam çiçeğindeki 8 halkada bulunur.
Yaşam Çiçeği, dünyadaki birçok farklı kültür ve gelenekte bulunur ve genellikle manevi ve mistik fikirlerle ilişkilendirilir. Bazı insanlar, Yaşam Çiçeğinin özel güçlere veya enerjiye sahip olduğuna ve meditasyon veya şifa için bir araç olarak kullanılabileceğine inanır. Diğerleri onu, tüm canlıların birbirine bağlılığını ve evrenin temel birliğini temsil eden birlik ve birbirine bağlılığın sembolü olarak görüyor.
undefined
Kutsal geometri ve yaşam çiçeğini Sümer, Mısır, Maya, Yunan ve birçok eski medeniyet bilmekteydi. Budha heykelinde, İtalya’nın Pompei şehrinde, Leonardo Da Vinci’nin çizimlerinde, Mısır, Asya, Afrika, Anadolu, Güney Amerika ve birçok bölgedeki kültürlerin tarihi eserlerinde ayrıca bütün semavi dinlerde görmekteyiz. Ülkemizde Manisa müzesinde, Hacı Bektaşi Veli türbesinde bir çeşmenin üstünde, Efes Antik kentinde, Burdur müzesindeki bir lahit kapağında ve değişik yerlerde yapılan kazılarda çıkan eserlerde bu formla karşılaşılmaktadır.
